SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

TEFSİR BAHSİ

<< 3019 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

10 - (3019) حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا عبدة بن سليمان عن هشام، عن أبيه، عن عائشة،

 في قوله: {ومن كان فقيرا فليأكل بالمعروف} [4 /النساء /6] قالت: أنزلت في والي مال اليتيم الذي يقوم عليه ويصلحه. إذا كان محتاجا أن يأكل منه.

 

[ش (ومن كان فقيرا فليأكل بالمعروف) أنه يجوز للولي أن يأكل من مال اليتيم بالمعروف، إذا كان محتاجا هو أيضا].

 

{10}

Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeyhe rivayet etti. (Dediki): Bize Abde b. Süleyman, Hişam'dan, o da babasından, o da  Âişe'den naklen Teâlâ Hazretlerinin :

 

«Her kim fakır ise, meşru surette yesin.» [Nisa 6] Ayet-i kerîmesi hakkında rivayet etti, Âişe şöyle demiş: Bu âyet yetim'in malına nezârette bulunan, ona bakıp ıslâh eden velinin, muhtaç olduğu vakit bu maldan yiyebileceği hakkında nazil olmuştur.

 

 

11 - (3019) وحدثناه أبو كريب. حدثنا أبو أسامة. حدثنا هشام عن أبيه، عن عائشة،

 في قوله تعالى: {ومن كان غنيا فلستعفف، ومن كان فقيرا فليأكل بالمعروف} [4 /النساء /6]. قالت: أنزلت في ولي اليتيم، أن يصيب من ماله، إذا كان محتاجا، بقدر ماله، بالمعروف.

 

{11}

Bize bu hadîsi Ebû Kureyb de rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Usâme rivayet etti. (Dediki): Bize Hişam, babasından, o da Aişe'den naklen Teâlâ Hazretlerinin :

 

«Her kim zengin ise, iffet göstersin. Fakir olan meşru surette yesin.» âyet-i kerîmesi hakkında rivayet etti. Âişe şöyle demiş: Bu âyet yetimin velisi hakkında indirilmiştir. Veli muhtaç olduğu vakit, yetimin malından malı mîktarınca meşru surette istifâde edebilir

 

 

11-م - (3019) وحدثناه أبو كريب. حدثنا ابن نمير. حدثنا هشام، بهذا الإسناد.

 

{m-11}

Bize bu hadîsi Ebû Kureyb de rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Numeyr rivayet etti. (Dediki): Bize Hişam bu isnadla rivayet etti.

 

 

İzah:

Bu hadîsi Buhar î «Kitâbu'l-Buyu» ve «Kitabu't-Tefsir»'de tahric etmiştir.

 

Zenginin iffet göstermesinden murad; yetimin malından bir şey yememesidir. Fakirin meşru surette yemesi ise, yetimin malına baktığı miktar olacaktır. Bu da ya emsali kadar ücret almak yahut ihtiyacına kadar yemekle olur. Veli sonradan zenginlerse, yetimin malından yediği mikdarı kendisine ödeyip ödemeyeceği hususunda iki kavil vardır. Birine kavle göre ödemez. Çünkü amelinin ücretini yemiştir. Kendisi de fakirdir, ŞâfiîIer'in mezhebi budur. İkinci kavle göre öder. Zira yetimin malı ancak ihtiyaç dolayısiyle mubah kılınmıştır. Ve muztar kalanın başkasının malını yemesine benzer. Iztırar ortadan kalkınca o malı ödeme îcâb eder. Bu kavle göre muhtaç olan velinin yetim malından yemesi ödünç almak suretiyle olacaktır. Hattâ bazıları âyetteki: «Meşru surette yesin...» emrini: «Veli yetimin malına muhtaç olmamak için kendi mılından yesin...» mânasına almışlardır. Onlara göre yetimin malını ödünç almak dahî caiz değildir. Mücâhid ile Hanefiler'den İmam Ebû Yûsuf'un kavli budur.